- 19 Eylül 2018
- Posted by:
- Category: Ticari ve Mali Hukuk
Senet metninde senedin “teminat” olduğunu gösteren bir ibare yoktur. Bu durumda, senedin keşidecisi ile lehtarı arasında yapılmış olan özel anlaşma senedi iyi niyetle eline geçiren hamili bağlamaz.
Yargıtay YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E: 2013/12-1948 K: 2015/1247 T: 22.04.2015
(…TTK’nın 599. maddesi gereğince, her ne kadar, şahsi def’iler hamile karşı ileri sürülemez ise de; aynı maddede ‘meğer ki hamil, poliçeyi iktisap ederken, bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun) hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda takip dayanağı bononun teminat olduğuna ilişkin iddianın temel dayanağı olan 05.10.2007 tarihli protokol borçlu Cengiz Haşlak ile lehtar L. ve bunların vekilleri arasında keşide edilmiş olup, takip alacaklısı N. bu protokolde taraf değildir. Bu protokolün takip alacaklısı yönünden herhangi bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Senet metninde teminat olduğuna dair bir ibare de yer almamaktadır. TTK’nın 599. maddesinin yukarıda açıklanan hükmüne göre, protokolde imzası bulunan ve lehtar L. vekili olarak protokolü imzalayan Av. M ile senet lehtarı alacaklı arasında iş ilişkisi olsa dahi, senette imzası bulunmayan Av. M. den senedin takip alacaklısı N’ye ne şekilde intikal ettiği tespit edilemediğinden hamilin bonoyu iktisap ederken, bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinden söz edilemez.
O halde mahkemece itirazın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı-alacaklı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava İİK 169 maddesine dayalı borca itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı alacaklının iyi niyetli 3. kişi konumunda olmadığı gerekçesi ile itirazın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı-alacaklı vekilinin temyizi üzerine kara, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı alacaklı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı-alacaklının iyi niyeti hamil olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 22.04.2015 gününde oy birliği ile karar verildi.
Dergi: 2015/5